Ana Sayfa  Temalar  Ömer Hayyam Hayyamdan 2.Sayfa Hayyamdan 3.Sayfa  Neyzen'den  Esfref'den

Ömer Hayyam'in eserlerinden örnekler...                                         Eserlerinden örneklerin devami...
 
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun; 
Bana da sapik, dinsiz der durursun. 
Peki, ben ne görünüyorsam oyum: 
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun? 

Için temiz olmadiksan  sonra
Haci hoca olmussun, kaç para!
Hirka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanri kanar mi bunlara?

Var mi dünyada günah islemeyen söyle:
Yasanir mi hiç günah islemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanri, ne farkin kalir benden, söyle.

Felek ne cömert ne asagilik insanlara!
Han hamam, dolap degirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!

Bilgenin yüreginde her dilek,
Anka kusu gibi gizli gerek.
Damla nasil inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.

Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacagimi da yazmissin önceden.
Demek günah isleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?

Insan bastigi topragi hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
duvara koydugun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir Sah kafasidir, ya bir vezir eli!

Hak er geç cimrilerin hakkindan gelir;
Cehennem atesleri onlar içindir.
Ne der, dili inciler saçan Muhammet:
Cömert gavur cimri müslümandan yegdir.

Ovada her kizil lalenin teni
Bir padisahin kaniyla beslendi.
Yerden biten su mor menekse yok mu?
Bir güzelin yanagindaki bendi.

Mal mülk düskünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düser, canlar?ndan bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftir, yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.

Gül verme istersen, diken yeter bize.
Isik da vermezsen, ates yeter bize.
Hirka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanlari bile yeter bize.

Ben ne camiye yararim, ne hayvana! 
Bir baska hamur benimki, baska maya. 
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim: 
Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya! 

Cennette huriler varmis, kara gözlü; 
içkinin de ordaymis en güzeli. 
Desene biz çoktan cennetlik olmusuz: 
Bak, bir yanda sarap, bir yanda sevgili. 


Su testi de benim gibi biriydi; 
O da bir güzele vurgun, dertliydi. 
Kim bilir, belki boynundaki kulp da 
Bir sevgilinin bem beyaz eliydi. 

Inciyi isteyen dalgiç olacak; 
Vari yogu dosta verip dalacak. 
Cani avucunda, nefesi gögsünde: 
Ayagi bas olacak, basi ayak 

Girme su alçaklarin hizmetine: 
Konma sinek gibi pislik üstüne. 
Iki günde bir somun ye, ne olur! 
Yüreginin kanini iç de boyun egme. 

Bir tas bulamazsin ki Dogu ovalarinda 
Küfretmesin bana da, benim zamanima da 
Yüz adim yürü bak, bir dertli insan görürsün: 
Bunalmis, otura kalmis yolun kenarinda. 

Günes atti göge sabah kemendini: 
Aydinlik padisahi atina bindi. 
Için! için! diye bagirdi dört yana 
Canim sabah Sarabinin müezzini. 

Bu kadeh bir bedendir, cana gebe! 
Bir yasemindir, erguvana gebe! 
Hayir; yanlis; ne odur sarap ne bu: 
Bir sudur, bir su ki yangina gebe! 

Gökte bir öküz varmis, adi Pervin; 
Bir öküz de altindaymis  yerin. 
Sen asil iki öküz arasinda 
Tepismesine bak su eseklerin! 

Ey özünün sirlarina akil ermeyen; 
Suçumuza, duamiza önem vermeyen; 
Günahtan sarhostum, ama dilekten ayik; 
Umudumu rahmetine baglamisim ben 

Büyükse de isyanim, kötülüklerim, 
Yüce Tanri' dan umut kesmis degilim; 
Bugün sarhos ve harap ölsem de yarin 
Rahmete kavusur elbet kemiklerim. 

Tanrim bir geçim kapisi açiver bana; 
Kimseye minnetsiz yasamak yeter bana; 
Sarap içir, öyle kendimden geçir ki beni 
Haberim olmasin gelen dertten basima. 

Kimi dinde imanda buldu yolu 
Kimi akil, bilim yolunu tuttu. 
Derken ses geldi karanliklardan: 
Gafiller! Doru yol ne odur, ne bu! 

Bir damla sarap ver Çin senin olsun; 
Bir yudumu bütün dinlerden üstün. 
Söyle, ne var dünyada saraptan hos? 
O aciya tatlilar feda olsun. 

Dünya üç bes bilgisizin elinde; 
Onlarca her bilgi kendilerinde. 
Üzülme; esek esegi begenir: 
Hayir var sana kötü demelerinde. 

 

Bir elde kadeh, bir elde Kuran; 
Bir helaldir isimiz, bir haram. 
Su yarim yamalak dünyada 
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman! 

Ferman sende, ama güzel yasamak bizde: 
Senden ayigiz bu sarhos halimizde. 
Sen insan kani içersin, biz üzüm kani: 
Insaf be sultanim, kötülük hangimizde? 

Yasamanin sirlarini bileydin 
Ölümün sirlarini da çözerdin; 
Bugün aklin var, bir sey bildigin yok: 
Yarin, akilsiz, neyi bileceksin? 

Rahmetin var, günah islemekten korkmam; 
Azigim senden, yolda çaresiz kalmam; 
Mahserde lutfunla ak pak olursa yüzüm 
Defterim kara yazilmis olsun, aldirmam. 

Derde gama yatkin yüregime aci; 
Bu tutsak cana, garip gönlüme aci; 
Bagisla meyhaneye giden ayagimi, 
Kizil kadehi tutan elime aci. 
 

Akil bu kadehi övdükçe över; 
Alnindan sevgiyle öptükçe öper; 
Zaman Usta' ysa bu canim nesneyi 
Hem yapar hem kirip bin parça eder. 

Yasamanin sirlarini bileydin 
Ölümün sirlarini da çözerdin; 
Bugün aklin var, bir sey bildigin yok: 
Yarin, akilsiz, neyi bileceksin? 

Ey zaman, bilmez misin ettigin kötülükleri? 
Sana düser azaplarin, tövbelerin beteri. 
Alçaklari besler, yoksullari ezer durursun: 
Ya bunak bir ihtiyarsin, ya da esegin biri. 

Yel eser, umutlar savrulur gider; 
Sensiz, bensiz kalir baglar bahçeler; 
Altin gümüs nen varsa harcamaya bak! 
Ölür gidersin, düsmanin gelir yer. 

Dünyada akla deger veren yok madam, 
Akli az olanin parasi çok madem, 
Getir su sarabi, alsin aklimizi: 
Belki böyle begenir bizi el alem! 

Adam olduysan hesap ver kendine: 
Getirdigin ne? Götürecegin ne? 
Sarap içersem ölürüm diyorsun: 
Içsen de öleceksin, içmesen de! 

Camiye gittim, ama Allah bilir niye: 
Ne namaz kilmaya, ne dua etmeye. 
Eskiden bir kilimi asirmistim camiden: 
O eskidi gittim yenisini yürütmeye. 

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: 
Kuklaci Felek usta, kuklalar da biz. 
Oyuna çikiyoruz birer, ikiser ikiser; 
Bitti mi oyun, sandiktayiz hepimiz. 
devam... 
 

geri